Devrim Erbil Türk ressam Devrim Erbil 1937 yılında Uşak'ta doğdu. Orta öğrenimini Balıkesir'de tamamladıktan sonra, 1955'te İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne girdi. Burada, galeride Halil Dikmen‘in, atölyede Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun öğrencisi olarak çalıştı. 1959'da bitirdiği Akademi'ye, 1962'de asistan olarak atandı (1970'te doçent, 1981'de profesör oldu). Mimar Sinan Üniversitesi'ne bağlanan Akademi'nin resim bölümünde öğretim üyeliği görevini sürdürmektedir. 1965'te İspanya hükümetinin kültür bursundan yararlanarak gittiği Madrid'de sanat çalışmaları ve incelemeler yaptı. İlk sergilerini 1955 ve 1957 yıllarında Balıkesir'de açtı. 1959'da ve 1962'de Ankara Milli Kütüphane ve İstanbul Şehir galerilerinde iki ayrı sergi daha düzenledi. 1959'da Ankara, Istanbul ve İzmir'de “Soyutçu 7'ler”, 1963'te İstanbul'da “Mavi Grup”, 1966'da Istanbul ve Ankara'da “Beş Genç Ressam” sergilerine, 1961 ve 1962'den bu yana da Devlet Resim ve Heykel, Türkiye Çağdaş Ressamlar Cemiyeti karma sergilerine katıldı. Devrim Erbil, 1981'de açılan 42. Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde Soyutlama adlı yağlıboya tuvaliyle başarı ödülünü, 1966'da Tahran Bienalinde Saray Krallık birincilik ödülünü kazandı. 1968'de Türkiye Çağdaş Ressamlar Cemiyeti genç ressamlar birincilik ödülünü, 1972'de İskenderiye bienalinde resim dalı ikincilik ödülünü, 1976'daki 10. DYO Sergisi'nde Yörük Düğünü tablosuyla başarı ödülünü kazandı. 1960 yıllarından başlayarak Venedik, Paris, Sao Paulo, Tahran ve İskenderiye bienallerine katıldı. 1970'te Osaka'daki “Ekspo 70”, 1971,de Yeni Delhi'deki trianele, 1964 ve 1965 yıllarında Brüksel, Paris, Berlin, Roma ve Viyana'da açılan Çağdaş Türk Sanatı Sergileri'ne katıldı. 1965'te Romanya, Tunus, Cezayir ve Lübnan'daki Çağdaş Türk Grafik Sanatları Sergisi'ne, 1968'de Üsküp'te açılan Çağdaş Türk Resmi Sergisi'ne yapıtlarıyla katıldı (yurt dışında toplam 38 sergi açmıştır). Çeşitli yapılara mozaik, seramik ve vitray uygulamaları yaptı. Sanat üstüne yazıları ve konferanslarıyla da tanınan Devrim Erbil'in, Sérullaz'dan türkçeye aktardığı Empresyonizm Sanat Ansiklopedisi (1983) adlı bir de çevirisi vardır. Sanat Anlayışı Devrim Erbil'in grafik etkinliklerle iç içe gelişen sanatı, çağdaş resmimizi gelenekle bağlantılı bir temele oturtmak isteyen, bu temel üstünde bir çıkış yolu arayan yöresel kaynaklı eğilimler grubu içinde değerlendirilebilir. Bir yerde, sanat görüşünü şöyle açıklamıştır: “Batı'da gelişen akımları, bizim topraklarımıza ekip, filiz vermesini bekleyen davranışa karşıyım. Batı'ya bilinçli bir seçmeyle yaklaşmak, sanat oluşumunu biçimsel şemaların ötesinde aramak, çağdaş sorunlarımıza kendi sanat açımızdan bakarak, Batı'yla hesaplaşmak gerektiğine inanıyorum.” Özellikle 1960 yıllarında ağırlık verdiği yüzeye dayalı ve grafik kökenli kompozisyonlarında, bir Anadolu Kasabasında Yaşantı Üzerine Çeşitlemeler ortak başlığı altındaki bir dizi çalışmasında, İstanbul'u konu alan manzara resimlerinde hep bu anlayışa bağlı kaldı. Devrim Erbil, geleneksel tasvir sanatımızdan ve minyatürden esinlenerek çizgisel bir istif beğenisini derinlikten kaçan bir yüzey duyarlığını geliştirmeye çalışmıştır. Resimlerinde çizgi, genellikle temel işlevi üstlenmiş, renkse onu ikinci planda tamamlayan bir öğe yerine geçmiştir. Ayrıca doğa gözleminin, bir tutku ölçüsünde resmine girmiş olması, sanatçıyı yöresel izlenimlere yöneltmiştir (bunda, atölye hocası Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun, bir kuşağa yön veren çabalarının da kuşkusuz büyük payı olmuştur). Doğayı ve çevresini alıcı gözlerle incelerken, ondan aldığı notları bir tür modern nakış beğenisiyle yeniden düzenlemiş, daha çok Osmanlı minyatür ressamı Matrakçı Nasuh'u anımsatan bir kent ve doğa planı içinde toplamış, böylece gözlem ve özgün yorum birliğini amaçlamıştır. Devrim Erbil'in sonraki dönem çalışmalarında, çizgisel anlatım, boyanın büyük ölçüde işe karışmasıyla yerini yavaş yavaş nakış kökenli bir resme bırakmış, ama eski resimlerinin oluşturduğu duyarlık birikimi, bu dönem resimlerine de sınırlayıcı bir anlam katmıştır.